2023 yılına geldiğimizde, ülkemizde asgari ücretin artışı büyük bir öneme sahiptir. Asgari ücret, çalışanların en düşük maaş seviyesini belirler ve ülke genelinde milyonlarca çalışanı doğrudan etkiler. Bu nedenle, asgari ücret zammıyla ilgili tartışmalar ve beklentiler her yıl büyük bir ilgiyle takip edilir.
Geçmiş yıllara bir göz attığımızda, asgari ücret zammının oranının yıllar içinde değiştiğini görüyoruz. 2023 yılında yapılacak zammı değerlendirmeden önce, geçmiş yıllardaki zam oranlarına bir göz atmak faydalı olacaktır. 2019 yılında yapılan son büyük revizyonla birlikte asgari ücret, brüt 2.558 TL olarak belirlenmişti. 2020 yılında ise bu rakam brüt 2.943 TL’ye yükseltildi. 2021 yılında yapılan zamla birlikte asgari ücret brüt 3.577 TL seviyesine çıktı. Son olarak, 2022 yılında yapılan zam oranıyla asgari ücret brüt 4.080 TL oldu.
Bu zam oranlarına baktığımızda, asgari ücretin her yıl arttığını ve çalışanların yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçladığını görebiliriz. 2023 yılı için yapılacak zammın da bu sürece uygun şekilde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Asgari ücret zammı her yıl çeşitli faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir. Bu faktörler arasında enflasyon oranı, ekonomik büyüme, işsizlik oranı, işverenlerin ödeme gücü gibi etmenler yer alır. Bu nedenle, asgari ücret zammının belirlenmesi süreci her yıl detaylı bir çalışmayı gerektirir.
2023 yılı için yapılacak asgari ücret zammıyla ilgili tahminler ve öngörüler de mevcuttur. Ancak, bu tahminler kesin olmaktan ziyade öngörülerdir ve resmi kararlar açıklandığında değişiklik gösterebilir. Birçok ekonomist ve uzman, 2023 yılında enflasyonun düşük seviyelerde seyredeceğini ve ekonominin toparlanma eğiliminde olduğunu öngörmektedir. Bu doğrultuda, asgari ücret zammının da önceki yıllara kıyasla daha yüksek bir oranda gerçekleşebileceği düşünülmektedir.
Asgari ücret zammının miktarı kadar, zammın çalışanları nasıl etkileyeceği de önemlidir. Asgari ücret, düşük gelir grubundaki çalışanları desteklemeyi ve onların yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçlar. Ancak, bazı eleştiriler de bulunmaktadır. Bazıları, asgari ücretin yetersiz olduğunu ve çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu savunurken, bazıları da asgari ücretin işverenleri zorlayabileceğini ve istihdamı olumsuz etkileyebileceğini iddia etmektedir. Bu konuda farklı görüşler bulunmakla birlikte, asgari ücretin düzenli olarak artırılması ve çalışanların refahını destekleyecek politikaların uygulanması önemlidir.
Sonuç olarak, 2023 yılında yapılacak asgari ücret zammı ülkemizde geniş bir kesimi ilgilendiren bir konudur. Geçmiş yıllardaki zam oranları ve tahminler dikkate alındığında, asgari ücretin yükseliş trendine devam edeceği ve çalışanların refahını artırmayı hedefleyen politikaların devam edeceği söylenebilir. Ancak, resmi kararlar açıklanmadan kesin bir yargıya varmak mümkün değildir. Toplumun farklı kesimlerinin görüşleri göz önünde bulundurularak, adil ve sürdürülebilir bir asgari ücret zammı belirlenmesi önemlidir.
Temmuz Ayı Asgari Ücret Açıklaması son durumu
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısı 13 Haziran 2023 olarak belirlenmişti, peki şimdi son durum nedir?
7-10 milyon vatandaşı etkileyecek olan asgari ücret ara zammı için görüşmeler devam ediyor. Dijital sektörden, Hammadde üreticileri veya zincir marketlerde bu zam sonrası neler olacak, sizin için kaleme aldık.
Asgari Ücret Temmuz Ayı ARA ZAM miktarı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Temmuz 2023 yılında memur maaşlarına yapılan zamla birlikte asgari ücrete de iyileştirme uygulanacağını bildirmesinin ardından ara zam için tüm sektörlerde çalışanların heyecanlı bekleyişi başladı. TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, asgari ücret zammının açıklanacağı tarihle ilgili konuşmasında, “Mutabakat sağlamayı umuyoruz. Bayram öncesi asgari ücreti halletmeyi hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Hedef 500 dolar açıklamalarından sonra, güncel Asgari ücret dolar bazın 360 dolara tekabül ediyor. Eğer 500 dolar hedef zam oranı gerçekleşirse ortalama %37-40 oranında zam yapılacak ki bu da Türkiye tarihindeki en büyük Asgari zam oranı olacaktır.
Ayrı olarak;
Asgari ücrette ara zam bildiğiniz gibi ilk kez 2022 Temmuz ayında uygulanmasının ardından enflasyondaki dalgalanmalar ve fırsatçı artışlar sebebiyle 2023 yılında da ara zam yapılmasına karar verildi.
Günümüz dolar/tl paritesiyle ortalama ; 500 dolar = 11837 Türk lirasına denk gelmektedir.
Ek olarak Sayın Akkol,
“TİSK’in görüşünü sayın bakanımıza da arz ettik. Teknik olan görüşler ifade edildiği kadar teknik olmayan görüşler de ifade ediliyor. Bizim görüşümüz üçlü mutabakatta hızlı şekilde işçinin, işverenin razı olduğu kamunun liderliğini yaptığı bir mutabakat ile bu süreci tamamlamak arzusundayız. Teşkilatımla beraber şahsi arzum, bayram sürecine girmeden bu sürecin tamamlanmasıdır.”
Buna ek olarak en önemli Asgari ücret artışı olarak görülen bu dönemde Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan ek bir açıklama daha geldi. Yılmaz, ekonomi planında önceliğin enflasyon konusu olduğunu belirtmesinin ardından şu ifadelere yer verdi:
“Asgari ücretle ilgili, çalışan emeklilerle ilgili temmuz ayında çalışmalar yapacağımızı söylemiştik. Adımlarımızı atmaya başladık. Asgari ücretle ilgili toplantılar başlayacak. Burada 3 kesim var. Çalışanlar, işverenler ve kamu kesimi var. Üç kesim arasında müzakereler yürütülecek. Temenni ediyoruz ki bu üç kesim anlaşma sağlasınlar. Genel perspektifimizi şöyle ifade edebilirim. Sayın Cumhurbaşkanımızı iktidara geldiği günden bugüne çalışan kesimlerin enflasyon karşısında satın alma güçlerinin erimesine izin vermemiştir. Çalışanların yanında yer almıştır. Aynı yaklaşımı göreceğiz. Rekabet gücümüz, istihdam artışı gibi hususlar da gündemimizde yer almaya devam edecek. Denge içinde değerlendirilerek bütün kesimlerin memnun olacağı şekilde devam ettireceğiz.”
Yasa gereği 15 kişiden oluşan işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilciler Asgari ücret tespit komisyonunu oluşturmaktadır. Asgari ücret tespit komisyonu, yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında belirlenen kural gereği aralık ayında 4 kez toplanır. Bakanlığın belirlediği üyelerden birinin bu komisyona başkanlık eder ve komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıp toplanan oyların, çokluğuna göre karar verir. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu komisyonun görüşü öne çıkmaktadır.
Ancak 2022 yılında aynı yılın Ocak 2022 yılına göre Asgari ücrete yüzde 30 oranında diğer yıllara göre devasa bir zam yapılmıştı.
Asgari Ücret Neye Göre Belirleniyor?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu: Asgari ücretin belirlenmesi için bir “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” oluşturulur. Bu komisyon, işçi sendikaları, işveren temsilcileri ve hükümet temsilcilerinden oluşur. Komisyon, belirli bir dönem için geçerli olacak asgari ücreti tespit etmek için müzakereler yapar.
Faktörlerin Gözden Geçirilmesi: Asgari Ücret Tespit Komisyonu, belirli faktörleri değerlendirerek asgari ücreti belirler. Bu faktörler arasında enflasyon, tüketici fiyat endeksi, işsizlik oranı, ekonomik büyüme hızı, işçi sendikalarının talepleri ve işverenlerin mali durumu gibi unsurlar yer alır. Komisyon, bu faktörleri göz önünde bulundurarak adil ve sürdürülebilir bir asgari ücret belirlemeye çalışır.
Taraflar Arası Müzakereler: Komisyon, işçi sendikaları ve işveren temsilcileri arasında müzakereleri yönetir. Bu müzakerelerde, taraflar asgari ücretin ne düzeyde olması gerektiği konusunda görüşlerini paylaşır ve anlaşmaya varmaya çalışır. İşçi sendikaları, işçilerin yaşam maliyetlerini karşılayacak bir asgari ücret talep ederken, işverenler ise ekonomik sürdürülebilirliği gözetir.
Kararın Yayınlanması: Asgari Ücret Tespit Komisyonu, müzakerelerin ardından bir karar alır ve bu karar Resmi Gazete’de yayınlanarak yasal olarak yürürlüğe girer. Belirlenen asgari ücret, genellikle bir yıl boyunca geçerli olur ve sonraki yıllarda yeniden değerlendirilir.
Asgari Ücret zammı Sonrası Piyasalardaki durum ne olacak? (500 dolar)
Yüzde 40’a yakın zam artışı tahminimizden sonra, istatistiklerle konuşacak olursak Türkiyede Asgari ücrete sadece geçmiş son 6 aylık enflasyon yansıtılırsa, bu tahmine göre halen 8 bin 506 lira 80 kuruş olan net asgari ücret 10 bin 329 lira 80 kuruşa yükselecek. Eğer refah payı da eklenirse bu durumda artış yüzde 30 ya da 35’i bulabilecek. Geçen yıl Temmuz’daki gibi yüzde 30’luk bir ara zam yapılırsa, net asgari ücret 11 bin 58 liraya çıkacak. Yüzde 35’lik bir zam ise net asgari ücreti 11 bin 484 liraya taşıyacak. Bu arada asgari ücretten vergi alınmaması uygulaması da devam edecek.
Fakat bu zam sonrası oluşabilecek olumsuz durumlar.
1- İşsizlik Artabilir: İşverenler, asgari ücretin yükselmesiyle birlikte maliyetlerinin artacağını düşünerek işgücü maliyetlerini azaltmak için işçi sayısını azaltabilir veya yeni işe alımları durdurabilir. Bu durumda işsizlik oranında bir artış görülebilir.
2- Enflasyon Yükselişi: Asgari ücret zammı, maliyetleri artırdığından dolayı üretim maliyetlerinde artışa neden olabilir. İşverenler, bu maliyet artışını ürün ve hizmet fiyatlarına yansıtabilir. Bu durumda enflasyonun yükselmesi beklenir.
3- Küçük İşletmeler Zorlanabilir: Asgari ücret zammı, küçük işletmeleri daha fazla etkileyebilir. Bu işletmeler genellikle daha kısıtlı finansal kaynaklara sahip oldukları için asgari ücretin yükselmesiyle birlikte maliyetlerini karşılamakta zorlanabilirler.
4- Rekabet Gücü Azalabilir: Bir ülkenin asgari ücreti, diğer ülkelerle rekabet edebilme yeteneğini etkileyebilir. Eğer asgari ücret diğer ülkelere kıyasla çok yüksekse, işverenler rekabet avantajını kaybedebilir ve yatırımlarını başka ülkelere yönlendirebilir.
Asgari Ücret Zammı sonrası piyasayı ve vatandaşları etkileyecek olumlu etkileri ise şöyle sıralanabilir.
1- Satın Alma Gücü Artabilir: Asgari ücret zammı, düşük gelirli çalışanların satın alma gücünü artırabilir. Bu da tüketimin ve iç talebin artmasına katkıda bulunabilir.
2- Gelir Adaleti Sağlanabilir: Asgari ücret zammı, düşük gelirli çalışanların gelir seviyelerini artırarak gelir eşitsizliğini azaltabilir. Bu, sosyal adaletin sağlanması açısından önemlidir ve ekonomik dengenin sağlanmasına katkıda bulunabilir.
3- İşgücü Verimliliği Artabilir: Yüksek asgari ücret, çalışanların motivasyonunu ve memnuniyetini artırabilir. Buna bağlı olarak, işgücü verimliliği de artabilir. Çalışanların daha fazla gelir elde etme motivasyonuyla daha iyi performans sergilemeleri mümkündür.
4- Sosyal Harcamalar Azalabilir: Asgari ücretin artması, düşük gelirli çalışanların refah düzeyini iyileştirebilir. Bu, sosyal yardım programlarından alınacak ihtiyaçların azalması anlamına gelebilir ve devletin sosyal harcamalarında bir rahatlama sağlayabilir.
5- İşgücü Kayıtdışılığı Azalabilir: Düşük ücretler nedeniyle işgücü kayıtdışılığı yaygın olabilir. Ancak yeterli düzeyde bir asgari ücret, çalışanların kayıtlı işgücü piyasasında yer almayı tercih etmelerini teşvik edebilir ve kayıtdışılığı azaltabilir.
Sonuç olarak, asgari ücret zammının piyasalar üzerindeki etkileri karmaşık ve çeşitli olabilir. Hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle, asgari ücretin belirlenmesi sürecinde, işçilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması hedefleriyle birlikte, ekonomik dengenin ve işletmelerin sürdürülebilirliğinin de gözetilmesi önemlidir.
Piyasalar Asgari Ücret Zammı Sonrası Ne Durumda Olacak?
Her yıl olduğu gibi, tüm Türkiye piyasalarında sektörlerler arasında ayırt edilmeksizin, Gıda Piyasası, Otomotiv Sektörü, İnşaat Sektörü ve Turizm Sektörü gibi endüstrilerde fiyat artışları, fırsatçılığıda malesef önüne katarak fahiş fiyat artışları görülebilecektir. Fakat madde madde bu sektörlerden hangilerinde en fazla artış hissedilecek, hadi inceleyelim.
1- Türkiyede Gıda Sektörü;
Malesef fırsatçılık dendiğinde akla gelen ilk sektör hepimizin bildiği gibi gıda sektörü olmaktadır. En küçüğünden en büyüğüne tüm süpermarket ve gıda zincir marketlerinde ışık hızıyla dolar/tl paritesinin sadece yüzde %5 artmasıyla tüm gıda ürünlerine ortalama %15-%40 oranında zamlar gelmektedir. Peki tahminsel olarak %35-%40 lık yapılacak olan Temmuz Asgari ücret sonrasında hali hazırda olan fahiş fiyat listelerinin, hali hazırda dolar bazında inanılmaz pahalı olan gıda, temizlik ve diğer günlük ihtiyaçlar listesine giren ürünlere, buda yetmez! deyip %50-%80 fiyat artışları görebileceğiz.
Bir not bırakalım bu konuya; “Rusyada 2021 yılında sofra şekeri zincir marketlerde fahiş fiyatlara satıldı ve Rusya Devleti ise sofra şekerine tüm bu bu fahiş fiyat çıkaran zincir marketlere ciddi oranlarda ceza kesip, fiyatı kg başına rus rublesi cinsinden sabit bir fiyat olarak satılması karar aldırdılar.”
Bu yapılan serbest piyasalarda yapılabilecek en kötü senaryolardan biri çünkü bu Türkiye pazarına girmek isteyen yurtdışı bazlı şirketleri korkutabilir ve buda ekonomide küçülmeye ve daha fazla enflasyona neden olabilir?
Peki ne yapılmalı?
Medya aracılığı ile timsah gözyaşı döken esnafların kar-zarar tabloları açıklanabilir. Önceki yıllara ait kar oranları ve bugüne ait kar oranları, böylece bu fırsatçılığın önünede bir nebze olsun geçilebilir.
2- Türkiyede Otomotiv Sektörü;
Hazi hazırda Otomobil fiyatları döviz bazında oldukça yüksek ülkemizde ve geçen senenin aynı zaman dilimine göre araç başına sıfır ve ikinci el satış rakamları düşmüş durumda, peki bu derecede yüksek olan fiyatlara gelebilecek olan %20-%30 fahiş fiyat zammı sonrasında otomobil bayileri ve ikinci el araç satıcıları üzgünüz ki istediklerini pek alacağa benzemiyor. Çünkü Türkiyede herşeyi satın alabilen bir %10 luk kesim var ve bu %10’luk kesimin sayısıda her geçen gün azalıyor. Amaç orta sınıf diye tabir edilen sınıfı yükseltmek fakat malesef bu fiyat zamları sonrası durum geridönülemez bir yol aldığı için, hem alıcı çaresiz ve hem de satıcı çaresiz olacaktır. Merkez bankası faiz artışıyla beraber rasyonel bir politika sonrasında eğer araç satın almak için veya ihtiyaç kredi limitleri artırılabilir ve kredi çekimleri kolaylaştırılabilirse otomotiv piyasası rahat bir nefes alacaktır.
3- Türkiyede Emlak Sektörü;
Emlak sektörü asgari ücretin artışıyla ve goda fiyatlarının yükselmesiyle beraber, konut fiyatlarındada ciddi bir artış oranı olacağını öngörüyoruz. Eğer vatandaşın konut kredi alabilme olanakları iyileştirilerse veya diğer bir tabirle, bankaların uyguladıkları fahiş yıllık faiz oranları düşürülebilirse vatandaşın maaşına ve türk lirasına güvenip yeni bir konut alma imkanı doğabilir. Buradaki temel problem Dolar/TL paritesindeki düzensiz ve güvensiz artışlar eğer birgün tamamen sabit bir noktaya gelinir ve artık halihazırda olan pariteye hem piyasa hemde bankalar güvenebilirse ve rasyonel ekonomi sistemine geçilebilirse, Türkiye piyasaları düzelme sürecine doğru hızla hareket edecektir ve bu belirsizlikten kurtulacaktır.
4- Türkiyede Dijital Hizmet Sektörü;
Dijital Sektör Türkiyede konut piyasası yada otomotiv sektörü kadar önemsenmiyor fakat derin düşündüğünüzde bu yazıyı okumanıza olanak sağlayan tek bir şey var o da bir “Yazılım” vasıtası ile size ulaşıyor olması.
Haziran ayı itibariyle Senior Full Stack bir yazılım mühendisi maaşı ortalama 40.000 TL ile 100.000 TL arasında değişmektedir ve bu oran kurumsal şirketlerde Dolar/TL paritesine göre belirlenmektedir.
Firmanız için bir websitesi yaptırmak isteyebilirsiniz yada markanız için bir animasyon yaptırmak isteyebilirsiniz veya satın olduğunuz meskenin iç mimari tasarımını yaptırmak için kurumsal hizmet veren bir dijital şirket arayışına girebilirsiniz. Peki fiyatlar neye göre belirleniyor bizim endüstrimizde.
Çok basit bir anlatımla ve tek cümle ile açıklayacak olursak, tamamen projeniz üzerinde çalışılan ve teslim gününe kadar geçen gün sayısına göre belirleniyor.
Size örneklerle sunalım günümüzde evinize bir su tesisat işi yada parket laminant işi için usta çağırıyorsanız günlük ücret bedeli ortalama 1250 TL ile 2000 TL arasında değişmektedir.
Yada sanayide bir kaynak ustası günlük 1750 TL ile 2000 TL arasında ücret istemektedir.
Şimdi şöyle düşünün, yıllarca eğitim almış ve kendisinin yaptığı gibi çok az sayıda aynı işi aynı kalitede yapan bir mühendis var ve projeniz ortalama 25 gün sürecek farz edelim.
Bu mühendis projenizi günlük 1000 TL’den yada 2000 TL den değerlendirebilir mi? Kesinlikle hayır. Bahsettiğimiz gibi Bilişim sektöründe fiyatlarınn tarihin ilk gününden bu yana hep dolar bazında ve piyasadan bağımsız olarak değerlendirilmektedir.
Aslında piyasa yorumlaması en kolay sektör Dijital Hizmet piyasası, çünkü Dolar / TL paritesi ne olacaksa, fiyatlar her zaman ona göre belirlenir. Fırsatçılık olmak çünkü hiçbir zaman olmadı.
Ek olarak, dijital hizmet sektörü öyle bir sektördür ki, 2 farklı şirket düşünün ve sizin projeniz için birisi 10 birim fiyat verdi diğer şirket ise 9.7 birim fiyat verdi.
0.3 birimlik fiyat farkının sonuçları bile şirketinizin kaderini belirleyebilir. Eğer bütçeniz el vermiyorsa dijital projenizi yaptırmaya, bütçenizi tamamlayana kadar o işi yaptırmayın çünkü gerçek dijital hizmetler veren şirket sayısı ülkemizde çok az sayıda ve kopyala yapıştır sanatı yüzünden sizin markanızı farklı kılan hiçbirşey olmayacak eğer dijital dünyada ucuza kaçarsanız.
Saygılarımızla…